Bulunduğu bölgeye çabuk uyum sağlayabilen, yetiştirmesi en zahmetsiz diyebileceğimiz. Yatırım maliyetinin düşüklüğü, sütünün tüketicilerce ve dondurma yapımında tercih edilmesi, makilik ve kayalık alanlardan daha iyi yararlanması, keçileri diğer çiftlik hayvanlarından ayırmaktadır.
KEÇİ YETİŞTİRİCİLİĞİ
Ülkemizde farklı bölgelere uyum sağlamış çoğunluğu kıl keçisi olmak üzere yerli keçi ırklarımız bulunmaktadır.
Bazı davranışları koyun davranışlarına benzerlik göstermekle beraber keçiler, özgürlüğüne düşkün hayvanlar olduğu için rahat bırakılmayı ve sessiz bir şekilde idare edilmeyi isterler.
Keçiler, deri altı yağ dokusunun ve bedeni örten kıl örtüsünün zayıf olması nedeniyle soğuğa ve yağışa karşı koyunlara göre daha hassastırlar. Ancak Ankara Keçilerinde tiftik soğuğa ve yağışa karşı koruyucudur. Kırkımdan sonra soğuğa ve rüzgarla birlikte yağışa karşı duyarlılık artmaktadır.
Keçilerde sürü oluşturabilme kabiliyeti koyun ve sığıra göre daha zayıf olduğu için merada daha geniş bir alanda otlama eğilimindedir. Keçinin günlük aktivitelerinin yaklaşık 1/3’ünü besin alımı oluşturur. Keçi koyundan daha hızlı yem almasına karşın, çok fazla hareketli ve seçici olması nedeniyle koyundan daha uzun süre otlamaktadır. Keçiler merada günde 14-15 km yol yürüyebildiklerinden, çok fazla bitki çeşidiyle karşılaşabilirler.
Keçiler ortalama bir sığırın 1/12 kadar canlı ağırlıkta olduğu için ülkemiz çayır-mera alanlarında daha rahat hareket edebilmektedir. Kültür ırkı sığıra göre keçilerin verimli ömrü daha uzun, gebelik süresi daha kısa, döl verimi ise çok daha yüksektir. Hayvanların severek tükettiği yöreye uygun, adaptasyon yeteneği ve yem değeri yüksek otların çayır-meralarda çoğaltılması hayvan sahiplerinin/çobanların öncelikli işi olmalıdır
. Söz gelimi İç Anadolu bölgesinde asırlardır adapte olmuş, kuraklığa dayanıklı ve yem değeri yüksek Dağ Korungası gibi yem bitkisi çayırmeralarda yaygınlaştırılmalıdır. 2 Kıraç ve eğimli meralarda iyi gelişme gösteren, yem değeri yüksek Dağ Korungası
Keçiler hareketli olması nedeniyle yemi, ete ve süte çevirme oranı, koyun ve sığıra göre yaklaşık % 25 oranında daha yüksektir. Yatırımcılar öncelikle çok iyi pazar araştırması yapmalıdır. Keçi yetiştiriciliğine karar verme veya kapasite artırmada sırasıyla;
1) Süt/et ve tiftik (Ankara keçisi) gelirlerinden elde edilecek kazanç,
2) Pazar güvencesi ve istikrarı,
3) Mera özelliği ve mera otlatma kapasitesi,
4) İklim ve kaba yem kaynağı,
5) Bölgeye adapte olmuş ırktan kaliteli ve uygun damızlık temini,
6) İşgücü,
7) Hayvan hastalık ve zararlıları riski göz önünde bulundurulmalıdır. 3 Keçi Ağılları Ağılların planlanmasında, öncelikle keçilerin refahı ve sağlığına sonra da iş gücü tasarrufu olmak üzere iki ana noktaya odaklanılmalıdır. Keçi ağılı yapılacak yerin seçiminde;
Yol, su ve elektrik temini,
Meraya yakınlık,
Hizmet ulaşımına yakınlık,
Topoğrafya (eğim, kışın soğuk rüzgarlara kapalı olma gibi)
Drenaj, sel, çığ, heyelan tehlikesi,
Yabani hayvan saldırısı,
Yangından korunma,
İşletmenin ileriki yıllardaki büyüme potansiyeli gibi parametreler göz önünde bulundurulmalıdır. Barınaklar; çevreye göre hafif yüksek ve meyilli arazilere kurulmalıdır.
Drenajı zor düz arazilere, içme suyu kaynaklarına yakın veya taban suyu yüksek olan yerlere ve dere yataklarına inşa edilmemelidir.
Taban suyu yüksek düz araziler veya basık yerler, özelikle sinekler için uygun yaşam alanları oluşturduğu 4 gibi, barınak içerisinde nemi daha da yükselterek, kirli hava birikimini artırmaktadır.
Ağıl inşa edilecek yer; kuzey rüzgarlarından korunaklı, yaz rüzgarlarına ise açık olmalıdır.
Güneşin ısıtıcı ve kurutucu özeliğinde yararlanmak için ağılın açık yönü güneye, güney-doğuya veya doğuya bakmalı, kuzey taraf ise kapalı olmalıdır. Ağıl İnşasında Hayvan başına yeterli taban alanı ve havalandırması olmayan rutubetli ağıllarda barındırılan keçiler; ait olduğu ırktan bağımsız, ne kadar iyi beslenirlerse beslensinler beklenen verimi vermezler. Bu çerçevede ağıllar;
Bölgenin iklimine ve işlerin kolay görülmesine uygun, maliyeti düşük, kolay bulunabilen, mümkünse geri dönüşümlü malzemeler kullanılmalıdır.
Yağmur sularının ağıl tabanına sızmasını önlemek için, ağılın etrafı çok iyi drene edilmeli veya ağıl tabanı 20-30 cm yükseğe inşa edilmelidir.
Barınak tabanı, barınağın ön tarafına doğru % 5-7’lik bir eğimle yapılmalıdır. Keçi ağılının hazırlanmasında ve planlanmasında ele alınacak özellikler/ölçütler şöyle sıralanabilir
Keçi sürülerinde yılda yenileme oranı % 20 olmalıdır.
Yavrulama oranı, keçi başına yılda 1,4 oğlak (ırka göre değişebilir) hesaplanmalıdır.
Ağıl genişliği; en fazla 12 metre olmalıdır. Uzunluk barındırılacak hayvan sayısına göre arttırılabilir.
Ağıllarda her teke ve keçi için 2 m², her çepiç (6-12 aylık) için 1,4 m² ve oğlak (0 - 6 aylık) için 0,7 m² taban alanı gereklidir. Genelde ağıl planlanırken kapasite 2 m²/baş hayvan şeklinde düzenlenebilir.
Sürüdeki dişi keçi sayısının en az % 10’u kadar doğum bölmesi ayrılmalıdır. Doğum bölmesinin alanı 2,5 m²/baş olmalıdır. İşletmedeki her 50 hayvan başına en az 2 m² alan düşecek şekilde revir planlanmalıdır. 5
Keçiler için optimum sıcaklık değerleri 6 - 18°C, doğum bölmeleri için ise 12-18°C dir. Keçi ağılları, iç ortam sıcaklığı 5 - 20°C olacak şekilde inşa edilmelidir.
Ağılda hayvan sayısı fazla ise portatif bölmelerle 50 başlık gebelik, yaş, cinsiyet gibi özelikler göre gruplandırmalar yapılmalıdır.
Ağıl içi düzenleme yıl içinde bir kaç kez değiştirilebilir. İç düzenleme sürü büyüklüğüne ve yetiştirme yönüne göre değişiklik gösterir. Sürü varlığı küçük olan işletmelerde ve kış yemlemesinin kısa olduğu bölgelerde işgücünü azaltıcı düzenlemelere fazla gerek duyulmaz. Bu tip işletmelerde yemlemeyi kolaylaştırmak amacıyla yem yolu bırakmaya da gerek yoktur. Sürü varlığı büyük olan işletmelerde ise bakım ve yemleme işlerinin kolaylaştırılması için ağıl içinde yem yollarının bırakılmasında yarar vardır.
Keçiler gruplar halinde bölmelerde barındırılabilir. Keçi bölmeleri, koyun bölmelerinden farklı bir şekilde düzenlenir. Bunun nedeni, keçinin koyuna kıyasla daha hareketli, çevik ve meraklı olmasından kaynaklanır. Keçilerin sıçrama ve kemirme eğilimleri bölme yapılırken dikkate alınmalıdır. Sıçrama davranışı ırka ve ırk içinde bireylere bağlı olarak değişiklik gösterir. Keçiler genelde, sıçramayı kolaylaştıracak birimlerin bulunmadığı, pencere yüksekliği ya da açıklıkların 1,5 m’den fazla olduğu bölmelerde barındırılmalıdır.
Sıçrama davranışını engellemek için 90-110 cm’lik engeller yapılabilir. Ancak keçilerin arka ayakları üzerinde durabilmeleri ve bu şekilde ön ayaklarıyla bölmelerin üst kısımlarına ulaşabilecekleri de gözden uzak tutulmamalıdır. Keçi ağıllarında bölmeden bölmeye geçişte kullanılan kapı ya da geçişlere ait mandallar, keçilerin bunları oynayarak açamayacakları biçimde yapılmalıdır.
Oğlaklar için düzenlenen bölmelerde aranan özellikler; Oğlak bölmeleri, analarının seslerine duyamayacakları uzaklıkta olmalıdır. Olası ise, ilk birkaç gün oğlaklarda stresi azaltmak için grup halinde büyütme yapılabilir Sekiz haftalıktan küçük oğlakları hava akımlarından korumak için seyyar paravanlar kullanılabilir. Temizlik ve kuruluk sağlayan bol altlık bulunması,
İyi havalandırılabilir olması,
Bölme sıcaklığının ise 12-18°C olması, 6
Rahatsız edici hava akımının olmaması, şeklinde özetlenebilir.
Tekeler, keçilerden daha yüksek canlı ağırlığa sahiptir. Bu nedenle teke bölmeleri daha sağlam yapılmalı ve bölme kapılarının da daha dayanıklı olması gerekir. Diğer yandan tekeler, keçilere göre olumsuz çevre koşullarından daha az etkilenirler. Teke bölmeleri düzenlenirken üzerinde durulacak bir diğer konu, çiftleşme mevsimi boyunca vücutlarından yaydıkları kokudur. Bu nedenle bölmeler, süt işleme merkezleri ile konutlardan olası ölçüde uzak olmalıdır.
Keçi başına günlük su tüketimi 15 litre hesaplanmalıdır.
1 aylık barındırma süresi için bir keçiye 25 kg yataklık (sap, talaş) hesaplanmalıdır. Ülkemiz büyük-küçükbaş hayvan yetiştiricilerinde hayvanlarda kuruluk ve temizlik sağlayan altlık kullanımının, elzem olduğuna dair bir farkındalık maalesef oluşmamıştır.
Altık kullanmama veya yetersiz altlık kullanmaya bağlı ciddi ekonomik kayıplar yaşandığı gözlemlenmektedir. Havalandırma Barınaklarda havalandırma; rüzgar ve/veya iç-dış ortam sıcaklık farkı etkisiyle gerçekleşen hava değişimidir. Doğal havalandırma bina içerisinde ideal ortamın sağlanmasında en verimli ve en ekonomik sistemdir. Temiz havanın gecegündüz barınaktaki her hayvana devamlı akışı sağlanmalıdır.
Havalandırma oranı, iç ve dış ortam sıcaklık farkına, rüzgarın süresi, hızı ve yönüne, yakın çevrede bulunan tepe, ağaç ve bina gibi engeller ile binadaki hava giriş çıkış açıklıklarının tasarım ve yerleşimine bağlıdır. Binalar, hâkim rüzgâr yönüne dik açıyla konumlandırıldıklarında doğal havalandırmayı en iyi şekilde sağlayacaktır. Doğal havalandırmada hedef;
1- Barınak içerisinde ortaya çıkan fazla ısı, nem, mikroorganizma, toz ve gazları sürekli olarak uzaklaştırıp, yerine dışarıdan içeriye temiz/taze hava girişini sağlamak,
2- Temiz havanın barınak içerisinde, doğru hızda/akımda eşit ve standart dağılımı sağlamak, olmalıdır. 7 Barınak içinde hayvanlardan sürekli bir şekilde yayılan sıcak hava ve nem, bina içindeki en yüksek nokta olan çatıdan veya bacadan çıkamazsa yoğunlaşarak bina içinde kalacaktır
. Hava soğuduğunda altlıkların üzerine su olarak (yoğuşma) geri düşecek ve bakterilerin gelişimi için uygun bir ortam yaratacaktır. %75’in üzerinde bağıl nemde patojen mikroorganizmalar hayvandan hayvana yayılımlarını sağlayacak kadar bir süre canlı kalabilirler. Ancak %75’in altındaki bağıl nem seviyelerinde virüsler saçılımdan (nefesle verme) sonra hayatiyetini kaybederler. Ne yazık ki ülkemizde hayvan barınaklarının çoğunluğunda nem oranı, mikroorganizmaların 40 dk. canlı kalabileceği bir ortamın oluşmasına imkan vermektedir.
Barınakta bağıl nem oranın % 75’in üzerine çıkmasına izin vermeyecek tarzda sürekli havalandırma sağlanmalıdır. Ağılardaki kötü hava, solunum yolları hastalıklarına yakalanma riskini artırdığı gibi yemden yararlanmayı ve verimi de olumsuz yönde etkilemektedir.
Barınak içerisinde hava sıcaklığını yükseltmek için asla havalandırma kısıtlanmamalıdır. Her küçükbaş hayvan için 4,0 m³ hava hesap edilmelidir.
Ağıla taze hava girişini ve ağılda oluşan pis koku ve nemli havanın çıkışını sağlayacak yeterli büyüklükte pencere sistemi ve havalandırma bacaları olmalıdır. Baca etkisiyle doğal havalandırma Doğal havalandırmada, giriş ve çıkışların doğru dengelenmesi gerekmektedir.
Sıcak hava binanın çatısından çıkabiliyorsa, yan girişlerden binanın içerisine doğru temiz hava çeker. Bu hava değişimi baca etkisinin korunmasını sağlar.
Çıkış, havalandırma girişinden en az 1,5 m yukarıda olmalıdır. Yan açıklıktan giren temiz hava, ortamda bulunan zararlı gazları, nemi 8 ve sıcak havayı uzaklaştırır. Çatı sıcaklığının içeriye yansımasını da azaltmaya yardımcı olur
YerKeli çi Irkları
Kıl Keçisi, Ankara Tiftik Keçisi, Kilis Keçisi , Honamlı Keçisi, Norduz Keçisi,
İşletmeye Uygun Irkın Tespit Edilmesi Keçi yetiştiriciliğinde, damızlık seçiminden önce ırk tercihi yapılmalı, ırk tercihi yapılırken de, o ırkın verim kabiliyeti, bölgenin coğrafik özellikleri ile bölgedeki yetiştirme koşullarına uyumu, hayvanın otlama alışkanlıkları, sıcağa duyarlılığı, dış parazitlere dayanıklılığı, yürüyüş yetenekleri, özelikle de meme yapısı dikkate alınmalıdır.
Bakım, beslenme ve barınak gibi altyapı şartları yeterli olarak sağlanamıyorsa, yüksek verimli kültür ırkları yerine zor şartlarda yaşamaya daha yatkın olan kültür melezi veya yerli ırk hayvanlar tercih edilmelidir. Malta ve melezlerinin sarkık meme tipli olduğundan, makilik araziye uygun olmadığı gibi yol yürüme yetenekleri zayıftır.
Ancak bağ ve bahçe atıklarını çok iyi değerlendirebilmektedir.
Saanen ve melezleri, kurak, sıcak ve ovalık araziden fazla hoşlanmazlar, serin, bol otlu yayla özelliği gösteren yerlerde daha başarılı bir şekilde yetiştirilebilirler. Meme yapıları da koltuk meme yapısında olduğundan özellikle melezleri makilik arazide rahatlıkla otlayabilirler.
Diğer yandan Saanen x Kıl melezleri Ege Bölgesi, buna karşılık Saanen x Kilis melezlerinin Güney Anadolu ve Güney Doğu Anadolu koşullarına daha uygun olduğu söylenebilir. Kilis ırkının subtropik iklim koşullarından en az etkilendiği için Çukurova Bölgesi için sütçü tiplerin oluşturulmasında saf Kilis ırkından yararlanabilir. Bir işletmeye uygun keçi ırkı veya bir ırkın alt tipinin tercih edilmesinde;
1. Çevre ve/veya yetiştirme şartlarının keçi ırkına uygunluğu (adaptasyonu),
2. Keçi ürünlerine olan talep ve talep edilen ürüne verilen fiyatın, giderleri karşılama potansiyeli,
3. Yetiştiriciliği yapılacak ırkın beklentileri cevap verme durumu,
4. Yetiştirilecek materyalin temin kolaylığı ve fiyatı. göz önünde bulundurulmalıdır. Damızlık hayvanlar ile ilgili ırk tercihi yapmadan önce, il-ilçe tarım müdürlüğünde görevli uzmanlardan görüş alınmalıdır.
Yorumlar