Tavşan bakımı ve Tavşancılık.

Tavşan Yetiştiriciliği, ekonomisi, bireysel bakım, beslenme, Doğada tavşan genel ırkları, Barınma ve kafes sistemleri, Türkiye'de tavşancılık.

TAVŞAN YETİŞTİRİCİLİĞİ TAVŞAN YETİŞTİRİCİLİĞİNİN EKONOMİK ÖNEMİ

Artan dünya nüfusuna karşılık insanlar değişik beslenme kaynakları bulmak zorundadırlar. Doğal olarak hayvansal kaynaklı gıda maddelerinin yeri tartışılmaz. Hayvansal protein insan beslenmesinde çok önemli bir yer tutar. Et, insan vücuduna dışarıdan mutlaka alınması gereken esansiyel amino asitlerinin tamamına sahiptir. Hayvansal protein denilince akla ilk et gelir. Günümüz toplumunda et üretiminde büyük ve küçük baş hayvan populasyonunun arttırılma olanakları, meralarımız göz önünde tutulacak olursa sınırlıdır. Bu durumda et ihtiyacımızın karşılanmasında bir seçenek olarak evcil hayvan üretiminin büyük bir potansiyel olduğu açıkça görülmektedir. Tavşancılığın küçük evcil hayvan yetiştiriciliği içerisinde çok önemli bir yeri bulunmaktadır. Eti için yetiştirilen diğer hayvanlarla karşılaştırdığımızda tavşanın özelliklerini şöyle sıralayabiliriz: Bir tavşandan yılda 4-5 defa ve her batında ortalama 6- 8 adet yavru alınabilmektedir. Bir yavru iyi bakım besleme sonucu 3 aylıkken kesime gelmekte ve 1200 - 1500 g. arasında yenilebilir tavşan eti vermektedir. Bir anaç tavşanın yılda ortalama 30-40 yavru verdiği ve her yavrunun 1200 - 1500 g. geldiği düşünülecek TavsiyeEdiyorum.com Makale Kütüphanesi olursa, 1 yılda yaklaşık olarak 45 -50 kg. et üretilebilmektedir. Evcil tavşan eti; beyaz, gevrek, kemik oranı düşük ve çok lezzetli bir ettir. Protein oranı yüksek (% 20-21 ), kalorisi (1749 kcal/kg ), yağ oranı (% 10-11 ) ve kolesterol miktarı (50 mg/kg ) diğer birçok etten düşük olan tavşan etinin pişirilmesi de son derece kolaydır. Tavşan etinden her çeşit yemek yapılabildiği gibi sucuk, sosis, salam olarak da değerlendirilmektedir. Tavşanın beslenmesi de diğer hayvanlara göre çok kolaydır. Yediği yem maddelerini kolayca ete çevirebilir. Bu hususta tavşanı ancak balıklar ve etlik piliçler geçebilmektedir. Tavşanlar sadece 2.5-3 kg. yem yiyerek 1 kg. et tutabilmektedirler. Diğer evcil hayvanlarda 1 kg et için tüketilen yem miktarı daha fazladır. Bu miktar domuzlarda 6 kg, koyunlarda 9 kg, sığırlarda ise 10 kg civarındadır. Tavşanın diğer önemli bir verim yönü de kürküdür. Birinci kalite tavşan kürkleri manto, etol, şapka gibi giysilerin yapımında kullanılır. Daha düşük kaliteli kürkler oyuncak, terlik yapımında yünü alınmış deriler ise ayakkabı, eldiven, yapıştırıcı sanayinde değerlendirilmektedir. Tavşan tüyü ya da yünü ise yüksek keçeleşme özelliği ve koyun yününe oranla 2 kat fazla ısı tutma yeteneği ile şapkacılıkta ısrarla aranmaktadır. TavsiyeEdiyorum.com Makale Kütüphanesi Tavşan gübresi ise yüksek azot ve fosfor oranı ile iyi bir sebze gübresi olarak değerlendirilmektedir. Tavşanın deney hayvanı olarak da çok geniş kullanım alanı bulunmaktadır. Ülkemizde bu talep giderek artmaktadır.

 

Sevimli bir hayvan olan tavşan evde bakılması kolay ve aynı zamanda popüler olan ev dostlarıdır. Arkadaş canlısı olan tavşanlar ailenin bir parçası olup sevgiye karşılık verirler. Tavşanların yemedikleri besinler olduğu için tavşanların nasıl beslendiğini bilmek çok önemlidir.Evde tavşan beslerken dikkat edilmesi gereken hususlar nelerdir? İşte detaylar...

Bireysel Tavşan bakımında püf Noktaları

Tavşanlar, evcil memeli hayvanlar arasında en alt piramitte yer alır. Büyük gözleri, küçük kulaklarıyla hızlı gelişme yeteneğine sahip bir hayvandır. Latince adı Oryctolagus cuniculus olarak bilinir. Torak üzerinde kazdıkları çukurlarda bitki yiyerek hayatlarını sürdürürler. Türkiye'de tavşangiller türünden sadece "Leporidae" türü bulunur. Tavşanlar çok kolay bir şekilde ailenin bir parçası olmayı becerirler. Ama hassas yapıları sahip oldukları için tavşanı evde bakmak için aldığınızda mutlaka çocuklara karşı dikkatli olmanız gerekmektedir. Tavşanlar dışarıda ve içeride yaşayabilen evcil hayvanlar arasında yer alır. Doğuştan çift yaşamayı seven tavşanların birçok çeşidi de bulunmakla birlikte melez türleri bulunmaktadır. Arkadaş canlısı olan tavşanlar için geniş güvenli bir ortam hazırlamanız gerekiyor. Güvenli alan için öncelikle Tüyleri uzun olan tavşanlar çok çabuk kirlendikleri için günlük bakımını yapmaya özen göstermeniz gerekir.

Tavşan ne yer neyle beslenir

Tavşan ne yer neyle beslenir

 

TAVŞAN NE YER NEYLE BESLENİR?

Tavşanlar bütün yeşillikleri sever. Özellikle marul ve salatalık bolca verebilirsiniz. Ayrıca tavşanları beslemek için özel olarak üretilen tavşan yemleri de bulunmaktadır. Beslediğiniz tavşan daha küçükse ona hızlı büyüyüp gelişmesi için bu yemlerden verebilirsiniz. Evde bakmak için aldığınız tavşan daha yavruysa beslenmesine çok dikkat etmeniz gerekmektedir. Yaklaşık 45 gün olana kadar anne sütüyle beslemek daha doğru olur. Yavru tavşanın anne sütüyle besleme imkanınız yoksa yonca saman ya da özel olarak satılan yemlerden verebilirsiniz.

Tavşanların en çok sevdiği besinler

Tavşanların en çok sevdiği besinler

 

Aynı zamanda bunlara ek olarak su vermeniz gerekmektedir. Günde verebileceğiniz su miktarı yaklaşık yarım litre kadar olmalıdır. Mideleri çok hassas olan tavşanlara normal yiyecekler verilmemesi gerekir. Farklı yiyecekler verdiğiniz zaman tavşan ishal olup hastalanır. A vitamini açısından zengin yiyecekler tercih edilmelidir. Tavşanı biraz büyüttükten sonra tuvalet eğitimi verebilirsiniz. Her ne kadar zor olsa da sabırlı davranarak tavşanın tuvaletini yapabileceği kum dolu bir kafes hazırlayın. Her zaman aynı yerde tuvaletini yaptırın ki tuvalet alışkanlığı kazansın.

Tavşan evde nasıl bakılır

Tavşan evde nasıl bakılır

 

TAVŞANLARIN EN ÇOK SEVDİĞİ BESİNLER

Tavşanlar otçul hayvanlar oldukları için bitki türlerini sever. En sevdiği yiyecekler arasında salatalık ve marul bulunur. Bunların yanı sıra tavşana havuç, yonca saman lma verebilirsiniz.

TAVŞAN Laporidae familyasında bulunan yaban tavşanlarının genel vücut özellikleri şöyledir. Silindirik vücut, arka bacakların önden kısa oluşu, büyük kulaklar, iri ve TavsiyeEdiyorum.com Makale Kütüphanesi patlak gözler, yarıklı ve kalın üst dudaklar, dudakların iki yanında bıyıklar ve sık kıl örtüsü ile ön ayaklarda 5, arka ayaklarda 4 parmak bulunuşudur

Doğada Tavşan

Laporidae familyasında bulunan yaban tavşanlarının genel vücut özellikleri şöyledir. Silindirik vücut, arka bacakların önden kısa oluşu, büyük kulaklar, iri ve TavsiyeEdiyorum.com Makale Kütüphanesi patlak gözler, yarıklı ve kalın üst dudaklar, dudakların iki yanında bıyıklar ve sık kıl örtüsü ile ön ayaklarda 5, arka ayaklarda 4 parmak bulunuşudur

Tavşan Irkları 

Genellikle tüylerinin uzun yada kısa oluşuna, verim yönlerine ve vücut büyüklüklerine göre tavşan ırkları 3 şeklide sınıflandırılmaktadır. A.TÜYLERİNİN UZUNLUĞUNA GÖRE 1.Normal tüylü tavşanlar (Havana, Alaska) 2.Uzun tüylü tavşanlar (Ankara ve Tilki tavşanı) 3.Kısa tüylü tavşanlar (Rex tavşanları) B.VERİM YÖNLERİNE GÖRE 1.Et tavşanları (Yeni Zellanda, Kaliforniya, Şinşilla) 2.Deri - Post tavşanları (Rex tavşanları) 3.Yün tavşanları (Ankara) TavsiyeEdiyorum.com Makale Kütüphanesi C.VÜCUT BÜYÜKLÜKLERİNE GÖRE 1.Büyük boy tavşanlar (Alman Dev Alacası, Velikan) 2.Orta boy tavşanlar (Viyana, Yeni Zellanda) 3.Küçük boy tavşanlar (Hollanda, Küçük Şinşilla) Tavşan yetiştiriciliğine başlamak isteyenler, hangi ırklarla işe girişmeleri gerektiğine karar verebilmeleri için tavşan ırkları konusunda genel bilgi sahibi olmaları gereklidir. Ülkemizde yetiştirilen tavşan ırklarının sayısı 3-5 kadardır. Bu ırklardan en yaygın olanı Beyaz Yeni Zellanda tavşanıdır. 

Tavşan Barınakları

Tavşan barınaklarının düzenlenmesi, tavşanların davranış özellikleri ve iklim şartlarına karşı göstermiş oldukları tepkiler ile sıkı sıkıya ilişkilidir. Tavşanlardan gereği gibi yararlanabilmek ve yetiştirme amacı olan verimleri kaliteli ve bol miktarda alabilmek, onları uygun yerde barındırmakla mümkündür. TavsiyeEdiyorum.com Makale Kütüphanesi Üretici hayvanlara en az iş ve giderle en uygun bakım ve beslemeyi uygulayabileceği barınak ve ekipmanları sağlamalıdır. Barınaklar elden geldiği kadar basit, ışık ve temiz havayı yeteri kadar alabilecek durumda fakat kuvvetli hava akımlarına (hava cereyanı), sert rüzgarlara ve gün ışığına engel olacak biçimde yapılmalıdır. Tavşanlık bir kaç dönümlük bir arazi üzerine kurulabilir. Drenajı iyi yapılmış bir arazi tercih edilmelidir. Barınaklar, ekonomik şartlar göz önünde bulundurularak, iş kolaylığı sağlayacak şekilde planlanmalı, tavşanları rüzgar, yağmur, soğuk ve sıcaktan korumalı, iyi bir havalandırma ve aydınlatma sağlayacak şekilde yapılmalıdır. Kurulacak tavşanlığın taban alanı tavşancılıkta kullanılacak kafeslerin kaç katlı olduğuna göre değişir. Taban alanı; tek katlı kafesler kullanıldığında 2-2.5 m2 / tavşan, iki katlı kafesler kullanıldığında 1.5 – 1.75 m2 / tavşan, üç katlı kafesler kullanıldığında ise 0.75 – 1m2 /tavşan olarak hesaplanmalıdır. Pencere alanı, taban alanının % 4-5 i kadar olmalıdır. Tavşan Barınağında optimum sıcaklık 14 C derecedir. Sıcaklık 10 C derecenin altına düşmemeli 20 C derecenin de üstüne çıkmamalıdır. Nispi nem % 60 – 70, aydınlatma süresi 14 saat, ışık yoğunluğu 1.5 watt/m2 olmalıdır. Barınaklarda 3.6 m3 /saat/canlı ağırlık ölçüsünde havalandırmanın sağlanması gerekldir.

 

Tavşan Kafesleri

 TavsiyeEdiyorum.com Makale Kütüphanesi Tavşanların otlamasına imkan sağlayan ve açık alanlarda kullanılabilecek kafes tipleri olduğu gibi, barınaklara yerleştirilebilecek tek, iki yada üç katlı kafesler de bulunmaktadır. Kafes malzemesinin paslanmaz galvanizli telden olması iyi sonuç vermektedir. En iyisi iki katlı kafeslerin kullanılmasıdır. Tek katlı kafesler kullanıldığında boyutları aşağıdaki tablo gibi olmalıdır. Çok katlı kafeslerin arka kısmı 20 cm. kadar kısa olmalı, yemlik ve suluklar kafes dışına monte edilmelidir. 

Türkiye'de Tavşancılık

 Türkiye'de tavşan uzun yıllar av hayvanı olarak tanınmıştır. ilk tavşancılık çalışmaları 1963 yılında A.B D. den ithal edilen Beyaz Yeni Zellanda ve Kaliforniya TavsiyeEdiyorum.com Makale Kütüphanesi tavşanlarının Tarım Bakanlığı Ankara Tavukçuluk Araştırma Enstitüsünde üretime alınmasıyla başlamıştır. Tarım Bakanlığı Devlet Üretme Çiftlikleri kurumlarında üretilen tavşanlar Tarım Bakanlığına bağlı çeşitli kuruluşlara gönderilerek bu kuruluşlarda da damızlık sürülerin oluşturulması sağlanmıştır. 1970 yılına kadar söz konusu kuruluşlar bulundukları bölgelerde tavşan üretimini tanıtıcı çalışmalarda bulunmuşlardır. 1970'li yılların başında T.C Ziraat Bankası tarafından tavşan yetiştiricilerine kredi verilmesi ve çeşitli basın - yayın organları ile yapılan çalışmalar sonucu özellikle Marmara ve Ege bölgelerinde tavşan yetiştiriciliği yaygınlaşmıştır. Hatta bu dönemde konu ile ilgili olarak ulusal düzeyde bir sempozyum düzenlenerek üreticilerin sorunları bilimsel düzeyde ele alınmıştır. Bu dönemde Ankara Tavukçuluk Araştırma Enstitüsünce Tavşancılık konusunda çeşitli kurs ve seminerler de düzenlenmiştir. Ancak yeterli bir organizasyonun sağlanamaması , teknik bilgi yetersizliği, büyütme döneminde ortaya çıkan ölümler nedeniyle üreticinin Tavşan yetiştiricilineğe uzak kalması, çeşitli girdilerin teminindeki güçlükler ve en önemlisi pazarlama sorunlarının çözülememesi nedeniyle bu tarihten sonra ortaya çıkan kapasite gelişme kaydedememiştir. Ayrıca yetiştiricinin örgütlenememiş olması dış pazarlara açılmayı da engellemiştir. Her ne kadar bu dönemde Batı Anadolu Tavşan Üretici Birlikleri kurulmuşsa da bu dernekler kısa zamanda işlevlerini kaybetmişlerdir. TavsiyeEdiyorum.com Makale Kütüphanesi Türkiye'de Türkiye İstatistik Kurumunun tavşan üretimi ıle ilgili istatistik değerlendirmeleri bulunmadığından kamu kuruluşları dışında üretilen tavşan miktarını belirlemek mümkün olmamaktadır. Ancak miktarı kesin olarak bilinmemekle birlikte Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde geleneksel üretim sistemlerini uygulayan birçok aile işletmesinin bulunduğu tahmin edilmektedir. Ayrıca yukarıda belirtilen kamu kuruluşları dışında Üniversitelerin ilgili fakültelerinde ve diğer araştırma enstitülerinde gerek araştırma, gerekse üretim amaçlı küçük popülasyonlar ile üretim yapılmaktadır. Kanatlı hayvan yetiştirme tekniklerinde oldukça önemli ilerlemeler kaydetmiş olan ülkemiz yetiştiricileri, tavşan yetiştiriciliğine talep olduğu taktirde kısa sürede adapte olabileceklerdir. Ayrıca bazı bölgelerimizde geçmiş yıllarda yaşanan tecrübeler nedeniyle üretim tekrar canlandırılabilir.

Yorumlar

Yorum Yaz

Değerlendirme yapınız 1-5 arası!

Bizden haberdar olmak ister misiniz?


Copyright, Her hakkı saklıdır. hayvancılık.com 2020

Iyzico
ÖNCELİĞİMİZ ARILAR VE DOSTLARI Arılar ve Arıcılık hakkında genel bilgi beceri ve tecrübe Paylaşım zemini Bal Arıları ve Yaban Arıları, Arıcılık çalışmaları: Arıcılık Malzemeleri, Arı Ürünleri, Arı Yetiştiriciliği, Bal, Polen, Propolis, Üretimi, Kara kovan ve Modern Arıcılık sistemleri hakkında Tüm Çalışmaların birinci öncelikli destekçisi Hayvancılık ve Tarım Bilgi paylaşım rehberlik Çalışmalarının destekçisi olabilmek için hayvacılık.com internet paylaşım zeminidir. Doğal Hayvancılık, İyi İş Fikirleri, Yeni İş Fikirleri, Doğal Hayat, Endüstriyel Tarım, Endüstriyel Hayvancılık, Türkiye'de Hayvancılık, Hayvanlar Alemi, Hayvansal ve Tarımsal ürünler, hayvan ve Tarım Teknolojisi, Hayvan Hakları, Sokak Hayvanları, Hobi Hayvancılığı, Su ürünleri ,Küçükbaş ve Büyükbaş Hayvancılık, Vahşi Doğa, Kanatlı Hayvancılık, Evcil Hayvancılık, Hayvancılık ve Tarımda Destek Bizden. Gelenekselleşen Tarım çok değil 70 li yıllara biraz gidebilsek, kırsalda bir çok köyümüzde elektrik dahi yoktu, o dönem ilkel tabir edebileceğimiz sayılı traktör tarla sürmenin dışında çok özelliği olmayan kısıtlı araç gereç, günümüzdeki yoğun ambalaj sistemleri mümkün değil, hayvancılığa dayalı tarım, tarıma dayalı hayvancılık iç içe kırsal yaşamda. diyebilir miyiz geleneksel tarım. İmkansızlıklar bazen daha güzel imkanlar sunar insanlara. Verim arttırmak, artan dünya nüfusu karşısında daha fazla verimi hayal etmek mümkün. Olan oldu. Bu gün doğal her şeyi arar olduk. Ne yapalım köylerdeki elektriklerimi keselim dediğinizi duyar gibiyim. traktörlerimi alalım çiftçiden. Gerek yok. akaryakıt dahil tüm enerji çeşitlerini o kadar hızlı tüketiyoruz ki gerek kalmayacak. Ukrayna - Rusya savaşı sinyalleri vermeye başladı. Az çok bilgisi tecrübesi olanlar, kırsalda arazi imkanı olanlar, büyükşehirlerin işsizliğinden kırsalın az kazancı bereketlidir. Şahsi gıda ihtiyaçlarınızı çoğunlukla bahçeli bir evin bahçesinden dahi karşılayabilirsiniz. bir kaç hayvan bakarak her hangi bir maaşa ihtiyaç bile duymadan yaşamak mevcuttur. kaldı ki kırsal insanı imeceyi de sever. hadi kalkın köye gidelim, istila edelim şehirleştirelim. dediğinizi duydum. bu gün değilse bile aklınızın bir köşesine kaydedin. ayrıca kentlerde yaşayan her birey bir gün doğayı özlediğinin farkına varır. gıda su savaşları kentsel çöküş başlamadan gelecek için küçük küçük te olsa adımlar atalım diyorum. Şimdi gelelim asıl konulara; özellikle tarımsal hayvancılık yada hayvansal Tarım bence tek çıkış yolu budur. Tarım ağırlıklı yada hayvancılık ağırlıklı nasıl dilerseniz öyle olsun. Tarım ve Hayvancılık; kırsaldaki insanımızın başlıca uğraşı ve geçim kaynaklarını oluşturduğunu hepimiz biliyoruz. . Şehir hayatının cazibesiyle gittikçe azalan ve özellikle de genç nüfus göçü nedeniyle özellikle küçük şehir ve kasabalarda yaşayanların bir çoğu yakın köylerde tarım ve hayvancılıkla uğraşarak açığı kapatmaya başladı bile. Bu sebepten büyük şehirler dışında yaşam standardı nın her geçen gün arttığını gözlemleyebilirsiniz. ışığın etrafındaki sinekler gibi Büyükşehirlerin etrafından ayrılamıyoruz. Peki Işık sönünce ne olacak hiç düşünüyor muyuz. Işığın nasıl söneceğini söylememe gerek yok sanırım. hastalıklar, doğal afetlerden bahsetmeden dahi olasılıkları hepimiz gayet iyi biliyoruz. Konumuz farklı zaten. kısaca günümüz Geleneksel tarım tekniklerinde mahsul verimi için genelde kontrol dışı kimyasal ilaçlar, kimyasal gübreler, doğaya zararlı herbisitler, tarlalarda anız yakılması, bitki geliştirici hormonlar, Genetiği Değiştirilmiş Organizmalı tohumlar ve bunlara ilaveten çevre kirliliği doğal yaşamı olumsuz yönde etkileyerek coğrafyamızı yaşanmaz hale getirmiş ve halen getirmektedir. Bunlar büyük şehirlerin etrafını kırsal alanlar dahil çepe çevre sarmış durumda. çalışmakta, iş bulmakta her geçen gün imkansızlaşıyor. Genetiği bozulmuş tohumlar, kimyasal gübre ve ilaçlar, hayvanlar ise hormon ve antibiyotik benzeri yem katkı maddeler ve kesim hanelerin yakın, yoğun olarak kullanımı, çevreyi kirletmekte, hayvan ve insan sağlığını olumsuz yönde etkilemektedir. Sağlıksız ürünler ile beslenen insanlarda başta kanser olmak üzere sağlık sorunları, ekolojik dengeyi korumak, çevrenin gördüğü zararlar karşılığında , Toprak verimliliğini koruyacak üretim teknikleri ekolojik, organik, biyolojik,, bio -dinamik, alternatif, doğal, yenilenebilir, sürdürülebilir tarım yada hayvancılık gibi teknik terimler ile adlandırılarak dünyada çeşitli uygulama ve araştırmalar yapılmaktadır. Tarımsal Hayvancılık yada Hayvansal Tarım çalışmalarının beraber bir bütün halinde yapılması zorunluluğunu getiren her hangi bir yasa yada kanun olmamasına rağmen. belirli bir kural hatta özendirici tanım dahi bulabilirseniz banada söyleyin. Miras dediğimizde maalesef atadan kalan araziler olarak düşünüyoruz. kentsele yakın olması arazinin büyüklüğüne göre inşaat değerleri hesabı yapılıyor. Heyecanlandırıyor tabi ki doğal olarak. doğal olarak diyorum doğamız kent olduğundan kaynaklı. Ben şahsım adına birkaç dönüm tabir edebileceğimiz. tarımsal toprak dededen var. gördüğümde koruluk olmuş yıllardır atıl kalmış zamanında ekilebilen arazi meşelik olmuş. Heyecanlandım her ne olursa olsun ağaç kolay yetişmiyor. ağaçlanmış arazi. Büyük bir heyecan ile tarımsal yada hayvancılık anlayışı ile neler yapabilrim düşüncesi ve araştırmalarına koyuldum. Bir kaç yıl üzerinde çok fazla vakit ayıramamama rağmen yol haritası oluşturmaya başladım devam ediyorum. Doğal koşullar, hava sıcaklık dereceleri, su oranları, tarım ve orman koşulları ve çeşitliliği, yöresel etkiye uyum Arazide bulunan ağaçların ıslahı, hayvancılık üzerinde etkileri üzerinde teorik çalışmalarımı sürdürüyorum. Bitki ve hayvan yetiştirilmesinde inşaat sal değil tarımsal ekonomiye nasıl dönüştürebilirim araştırmalarıma tatbiki olarak başlayacağım günleri sabırsızlıkla bekliyorum. Bitkisel üretimde ise hayvan gübrelerinin organik gübre olarak değerlendirilmesi, hava şartları ve toprağın çeşitliliğinde sağlanan yöresel uyumların önemi üzerinde duruyorum. Gelenekselleşen yeni dünya düzeni teknikleri ise üretimde kullanılan kimyasallar = Tarım İlaçları = hava toprak su besin kirliliği= atmosferi kirlenirken, doğal dengenin bozulması, iklimlerin değişmesi, doğal afetler, = hava, toprak, su kirliliğin yanı sıra , gıdalar üzerinde kalıntı tarım ilaçları, insan vücudunda yağlarda birikerek sağlığımız zarar verdiği gibi anne sütü olarak genetik geleceğe zarar verdiğini bilmeyen yok. Beraberinde getirdiği hastalık. Önce alerjik hastalık çeşitlerini yazmamamıza gerek olduğunu düşünmüyorum. Bu sebeplerden tarımsal arazilerin önemini gelecek yıllarda daha iyi anlayacağız. Bende 60 yıla yakın şehir yaşantımda yaşadıklarım. tecrübelerim. Tarımsal arazi miras kalmış sa tarım da bize miras anlayışı ile bir metre kare tarım alanına ihtiyaç duyacağımız günleri göstermesin yaradan diyorum. Geleceği tarımla inşa etmek, geçmişten kalan gelenek mirasları var. Yörenin önemi, yöresel tarım ve hayvancılık. anlayacağınız geçmiş geleneksellerimizi bir nebze olsun canlandırmak ta bizlere bırakılmış çok büyük bir miras düşüncesindeyim. Geleceğe en büyük sermaye asla yıkılmayacak, dönüşüm istemeyen, döngü nün lokomotifi, ilkel tarım dahi olsa günümüz koşulları ve imkanlarını da kısım kısım kullanarak, Tarımsal hayvancılık yada hayvansal tarım sonuç iç içe geçmiş dengeyi sadeleştirmeden eldeki arazileri yöredeki hayvancılık rengini yaşatabilenler mirasın gerçek koruyucuları olduğu gibi. Geleceğe gerçek mesleği ve erbaplarını bırakma güzelliğini yaşayanlardır. Köyde köyü yaşamak, yaşatmak adına Dedelerimizin ruhu şad olsun. Doğa ile dost olmak, kalan mirası da doğamıza yatırımla değerlendirmek demektir. Yerel çeşitliliği korumak yeniden şekillendirmek gereği üzerinde durmak istiyorum. Yerel tohumlar, bitki örtüsü ve hayvan çeşitliliğini geçmişten günümüze gelen gen haritası üzerinde uyum sağlayan nesiller üzerinde özenle çalışmak gerekir. Hayvancılık ve tarım arazilerini birlik beraberlik içinde yerel olarak iç içe belirleyerek. bir bütün olarak kademeli düzen kurmak, hayvancılığın ve tarımın bağlantılarını bölgelerin kendi bünyesinde paylaşımlarla yeterli, verimli sonuçlar elde edilebilir. Toprağın hem de tarımsal ve hayvansal değerlerin erozyonunu bir an evvel durdurmak, işlenen toprak üzerinde kurulmuş genetik dengeler ile mevcuttur bitki ve böcek, diğer hayvan rengi çeşitliği aslında dengenin ta kendisidir. Çevre kirliliğine sebep olan bir çok faktörün doğal döngü keşfini yeniden araştırıp sabırla uygulayabilmek anlamına gelir. Çevre su miktar ve kalitesi, kullanım alanları mümkün olduğunca doğal yollarla değerlendirilebilmelidir. Orman halini almış tarım arazilerinin ağaçlandırma ıslahı çalışmalarının yanı sıra seyreltilin alanlara uygun maki çalı bitkileri ile donatılması sağlanmalıdır. Arıcılık, ipek böceği vb. hayvancılığın yanı sıra küçük ve büyükbaş ve kanatlı hayvancılık doğaya yayılımını sağlamak mümkün görünmektedir. Kırsal kesimde; sürekli dönüşümlü yenilenebilir tabir edilen enerji ve üretime destek ürünlerin açığa çıkmasını sağladığımız taktirde. Yem, Gübre, İlaçlama gibi bir çok sorunun doğal olarak çözülebilir olduğu ilkel tarımda dahi kanıtlanmış durumdadır. Kaynakların, odun, su ve suyun gücü, Güneş enerjisi, tezek ve benzeri enerji kaynaklarının kullanım imkanını arttıracağı gibi, özellikle verimli küçük arazilerin işlenmesinde Akaryakıt, Elektrik tüketimi yerine insan ve insanların yönetiminde hayvan gücünden faydalanırken, amaç dahilinde yetiştirdiğimiz hayvanların et, süt, deri vb. teknolojik verimliği ek kazanç faydaları mevcuttur. Teknolojik alet edevatın hayvansal destek gücü günümüzde çok büyük gelişmeler kaydettiğinin ve iş gücüne büyük katkılar sağlayabileceğini de unutmamalıyız. Çevreyi kirleten faktörlerin, plastik ambalaj, poşet, metal ve cam atıklarının üretim, tüketim, dönüşüm aşamasında harcanan her türlü enerji ve iş gücünün de bütünüyle enerji kaybı olduğunu maliyetlere gider anlamında yüklediği yük küçümsenecek nitelikte değildir. Diyorum ki şehirlerde önüne geçemediğimiz çevre kirliliği, çevresel atıklar ve dönüşüm çabaları kırsal alanlarda yapacağımız hem ekonomik ve hem de temiz doğa anlayışı enerji ve iş gücü tasarruf unun artışı masraflar da kısa zaman içerisinde minimum seviyelere çekilmiş olur. Küçük çiftçinin kendi kendine yetebildiğini, büyük şehirlerde yaşayanlara oranla daha refah içinde olabildiğini daha fazla, daha fazla anlayışı yerine eldeki imkanları gerektiği kadar, gerektiği gibi değerlendirebilen asla şikayet etmeyen güzel insanlarında olduğunu unutmayalım. . HAYVANCILIK Yoğun yetiştiricilik uygulamaları hayvanlarda başta sağlık sorunlarının artmasına sebep olduğu gibi, sıkışık barınma başta stres olmak üzere sık sık ve çeşitli hastalıkları beraberinde getirdiğini sağır sultan duymuştur. Hayvanların bağışıklık sistemlerinin çökmesi, hayvan beslemelerinde et süt verimliliği arttırıyor derken Hayvancılık doğasına ters bir çok yöntem, hormon, antibiyotik uygulamaları, ve benzeri yem katkı ve tarımsal ilaçların bulunduğu yem kullanımı hayvanlar üzerinde bıraktığı kalıntı ,Tarımsal ürünlerden insanlara zarar verdiği gibi, Hayvansal ürünlerin tüketiminde de hastalıkları arttırmaya devam ettiğinin kanıtı "deli dana hastalığı" bariz örneklerden biridir. Hayvan gübresi çevre kirliliği sebepleri arasında yerini almış durumdadır. Kaldı ki yoğun yetiştiricilikte hayvanların doğal haklarını kısıtlarken, çevreye ve bütçeye . Hazır yem, gübre fazlalığı, havalandırma, ızgara, sağlık ve temizlik problemleri ,zincir giderleri oluşmaktadır. Bozulan doğal döngü, endüstriyel maliyet artışları zarara kadar sürüklemektedir. Hayvan doğası demek refahı demek değil midir. Doğal yemlenme doğada olmalıdır. Hayvan Yetiştiriciliğinin temeli; Belirli kapalı dönemler ve her dönem kapalı zamanlar vardır. Meralı alanlarda hayvancılığın önemini kavramak, 7/24 kapalı üretimden kurtarmak tarımsal hayvancılıktır. Çobanlı, meralarda otlaklarda hayvancılık. Çevreye etkileri, sürdürülebilir döngünün sağlanması, hayvan hastalıkların önüne geçilmesi, yem ve barınma maliyetlerinde düşüş sağlayacaktır. Hayvansal tarım olmazsa, olmazlar arsına girmelidir. Yoğun üretim giderlerini arazi genişletmeye yönlendirerek yatırım imkanı da sağlanmış olacaktır. örneğin 5 yıllık kalkınma planı, 10 yıl içinde tamamlanmış olacak diyelim. 10 yıl sonra tesislerin güncellenmesi mecburiyeti varken, arazilerin yatırımı katlaması ile kar zarar açığa çıkmış olacak. YÜksek kaliteli tarım, hayvancılık ürünleri üretebilmek, Kırsal alanlarda daha az maliyetli, kolay ve sağlıklıdır. Büyükşehirlerde ve etrafında yoğunlaşmalar sonucu oluşan talep her gün farklı teknolojik sistemlerin denenip araştırma - geliştirme çalışmaları ve çabaları tarımsal hayvancılığın değerini ortaya koymaktadır. Doğa dengesini kendi belirleyebilir. Toplumun kar - zarar anlayışı ancak yoğunlaşmayı getirir. Kalabalıkları yönetmek zordur. Geleneksel, teknolojik, Ekolojik, bio tarım yada ilkel tarım adı ne olursa olsun, tarımsal hayvancılık yada hayvansal tarım çalışmaları hayvancılıkta kesin ve doğal ve doğanın başarısıdır. Arıcılık bizim değil hayvancılık alanında doğanın birinci önceliği konumundadır. Bal arıları, ve yaban arıları döngüsü, sıcaklık, doğal yaşam alanlarının kaybı, düşük yada yüksek iklim değişiklikleri, yetiştirilen bitkilerin özellikleri, erozyon, hastalık ve zararlılarla mücadele, beslenme, çevre faktörleri, elektrik, elektronik, elektromanyetik faktörler, hava kirliliği, gürültü kentsel yapılaşmanın getirdiği yoğunlaşma arıları etkilemektedir. Zirai alanların doğal sürdürülebilir tarımsal hayvancılık ile elde edilecek olan ürünler günümüz büyükşehirlerin dibinde endüstriyel tarımla elde edilecek ürünlere göre daha sağlıklı ve gelir getirici olacaktır. Kırsal alanlarımızın arıcılığa uygun olması arıcılık ürünlerinin hayvancılıktaki payını daha verimli hale getirebileceği kuşkusuzdur. "Arıcılığın Gelişmesi" gerçek önemini de açığa çıkartmaktadır. Arılar tozlaşma yoluyla doğal tarım ve ürünlerinde verim ve kalitesinin dengesi demektir. Bal Arıları ve Yaban Arıları, Arıcılık çalışmaları: Arıcılık Malzemeleri, Arı Ürünleri, Arı Yetiştiriciliği, Bal, Polen, Propolis Üretimi, Kara kovan ve günümüz arıcılığı genel anlamda tarım ve hayvancılığın baş rol oyuncusu ve en bereketlisidir. Geçmişte olduğu gibi gelecekte de tarım ve hayvancılık medeniyetin ta kendisidir. Tarımsal hayvancılık ise olmaz ise olmazlardandır. Büyükşehirler ve etrafında kümelenen hayvancılık ve tarım çalışmalarının yayılımı sağlanmalıdır. Kentsel yaşam evcil hayvanlardan bir kısım kanatlı kuş familyası, akvaryum balık ve çeşitleri, Kedi Köpek benzeri nitelikte kentsel yaşama daha uygun yetiştiricilikten çok sadece hobi sel hayvan bakımı faaliyetlerinin devamı niteliğinde sürdürülebilirlik sağlanabilir. Tarımsal faaliyetler "Hobi Bahçeleri" niteliğinde çok öteye gidemez. Büyükşehirler de Büyükbaş, Küçükbaş, ve kanatlı hayvan yetiştiriciliği mahalleler statüsünde getirilen yasaklar ve tarım alanları yetersizliğinden dolayı verim sağlanamamaktadır. Yoğun yetiştiricilik çevre kirliliğine de sebep olmaktadır. Hazır yem kullanımı maliyet artışları ekonomiyi de daraltmaktadır. Her geçen gün küçük şehirler ve kasaba yaşayanları, yakın kırsal ve köylerde hayvancılık ve tarımsal faaliyetlerini günlük rutinleri ile birlikte sürdürebilmektedir. Işığın etrafında dönüp duran sinekler misali, Büyük şehirlerin etrafına sıkışan Yok denecek kadar az tarımsal faaliyetler, topraksız yoğun hayvancılık Gelenekselleşen, teknolojik Hayvancılık Üretim modelleri yetersizliğini sürdürmeye devam edecektir.